16 Şubat 2013 Cumartesi

Sinestezya - Jeffrey Moore

Hiç yaşamayanlar için kulağa çok saçma geldiğini biliyorum ama hiç "4 sayısı olsa olsa turuncu olabilir, 8 ise yeşil" diye düşündüğünüz oldu mu? Cuma günlerinin koyu mor renk olduğunu hissettiğiniz, E harfinin tok sesli olduğuna emin olduğunuz... Bu saptamalar tamamen bana ait ve açıkçası tıpta bunun bir karşılığı olduğunu, bu durumun "sinestezi" olarak adlandırıldığını bu kitabın arka kapağını okuduğum an anladım ve inanılmaz bir merakla kitaba başladım.

Baş kahramanımız Noel Burun bir sinestezik... Annesi Alzheimer hastası olan Noel, alanında çok ünlü bir bilim adamının notlarını inceleyerek annesini iyileştirecek bir buluş için kolları sıvar. Bu yolda ona; hedonist, yüksek egolu, eski bir yazar olan arkadaşı Norval, çocuklukta yaşadıkları nedeniyle büyük gizler taşıyan, geçmişinden kurtulmaya çalışan eski sinema aktristi Samira ve çılgınlık derecesinde eğlenceli arkadaşı JJ ona destek oluyor.

Dünya çapında bir bilim adamının notlarına ve onunla birlikte çalışan dört sinesteziğin günlüklerine dayanan roman, bilimsel açıdan çok dolu olmasına rağmen anlatımı sayesinde su gibi akıp gidiyor...

Sinesteziye dönecek olursak; "Sinestezi" Yunanca kökenli bir kelime olup birleşik duyu anlamına geliyor. Sinestezik kişilerde bir duyunun uyarımı otomatik olarak başka bir duyu algısını tetikliyor böylece sinestezikler gerçegi, farklı duyusal algılamaları birbiriyle karıstırarak görüyorlar. Örneğin renkleri duyup, şekilleri tadıp, sesleri koklayabiliyorlar. Araştırmalar bunu "hastalık" olarak kabul etseler de bazılarına göre mucize, hatta mistik bir insan yeteneği... Belki de yalnızca beynin bize oynadığı yaratıcı, eğlenceli, renkli bir oyun...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder