9 Şubat 2013 Cumartesi

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim - Joanne Greenberg

Yıllar önce, büyük ihtimalle de ergenliğin etkisiyle, hayatımdaki her olumsuzluktan derin yaralar aldığım bir dönemde idolüm, annemin hediye ettiği, okuduğumda bana gerçekten iyi gelen, yakın zamanlarda yeniden okuduğum bir kitapla ilgili yazmak geldi içimden bu akşam, "Sana Gül Bahçesi Vadetmedim"

Romanda, şizofreni tanısı konan 16 yaşındaki Deborah’ın ailesinden ve evinden ayrılıp akıl hastanesine yerleşmesiyle başlayan tedavi süreci, bu süreçte deneyimli doktoruyla gerçekleşen terapi seansları, Deborah'ın hastanede yaşadığı deneyimler sonucunda hayatı sorgulayışı anlatılıyor. Okurken siz de sorguluyorsunuz... Bu kadar net bir çizgi var mıdır? Normal ya da hasta olmak, yani içerde ya da dışarda olmak...

Şizofreni bilindiği üzere hastanın kişiler arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşarak kendi dünyasında yaşadığı, genellikle gençlik çağında başlayan bir beyin hastalığı... Bir çoğumuzun içinde biraz şizofreni var aslında, zaman zaman uyum sağlayamadığımız, kendi iç dünyamızdan bir türlü çıkamadığımız.. Nobel ödüllü matematikçi John Nash, Kurt Cobain, Picasso, Leonardo Da Vinci... Şizofren tanısı konmuş kişiler... Hepsi kendi alanlarında dünyanın en başarılı isimleri...

Kendi dünyası ve dış dünya arasında çırpınan Deborah, deneyimli doktoru sayesinde zamanla hayata dair pek çok korkusunu yenerek büyük oranda iyileşir ve taburcu olur. Ancak dışardaki dünya içerisinde bir birey olmak düşündüğü kadar kolay değildir. Korkuları, deneyimleri, hayal kırıklıkları nedeniyle hayatına son verme noktasına geldiğinde Dr. Freid'a geri döner. Doktorunun kendisine olan yaklaşımı ve sözleri bugün bile neredeyse ezbere bildiğim, sıkça kendime sunduğum sözler:

"Bak, dinle beni, sana hicbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben.
Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim...
Ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim.
Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim.
Sana sundugum tek gerceklik savaşım.
Ve sağlıklı olmak, gücünün yettigi kadariyla, bu savaşımı kabul edip etmemek de özgür olmak demektir.
Ben yalan şeyleri vadetmem hiç.
Kusursuz güllük gülistanlik bir dünya masalı koca bir yalandır...
Üstelik böyle bir dünya cok can sıkıcı bir yer olur"

Romanda, mental hastalıkların tedavi sürecinde yaşanan zorluklar acımasızca anlatılırken, hasta kişiyi normal kavramını sorgulatacak derecede anlamanıza olanak sunuyor.

Şizofreni hastalarının dünyalarının çarpıcı bir şekilde konu edildiği roman sayesinde kendi adıma edindiğim en anlamlı anlayış; "hayatın düz, engebesiz bir yol olmasını ummaktan, başa gelen olumsuzlukları sorgulamaktan çok, her şeyi olduğu gibi kabul ederek mücadele gücünü asla yitirmemek" oldu. Açıkçası mücadele gücümüm kaynağı da oldu.

"Sana Gül Bahçesi Vadetmedim" roman olmanın da ötesinde gerçek bir psikolojik destek niteliğinde... Tüm ihtiyaç duyanlara...











5 yorum:

  1. Senin yazını okurken bile etkilendim. Filmi de vardı galiba. Doktorun sözleri ders niteliğinde ve ne kadar doğru.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. merhabalar bu kitabı yıllar önce bende okumuştum beğenmiştim.

    YanıtlaSil
  4. http://kanvekuller.blogspot.com.tr/2015/03/lila-sana-gul-bahcesi-vadetmedim.html

    Aynı konuyu işledim bugün. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. http://kanvekuller.blogspot.com.tr/2015/03/lila-sana-gul-bahcesi-vadetmedim.html

    Aynı konuyu işledim bugün. Sevgiler.

    YanıtlaSil