27 Mayıs 2013 Pazartesi

Kardeşimin Hikayesi

Hep günlerce bekleyip, romanlarını ilk alanlardan olurum.

İkiye ayırırım ben Zülfü Livaneli'nin romanlarını:

"Bir kedi Bir Adam Bir Ölüm", "Engereğin Gözündeki Kamaşma" , "Sevdalım Hayat", "Serenad" gibi okurken anlatımın verdiği dinginlikten, konudan çok keyif aldığım; yıllar sonra konusunu unutmama rağmen okurken yaşadığım huzuru rahatça anımsayabildiklerim...

"Mutluluk" gibi her bir satırın, her bir karakterin her bir ayrıntısının yıllar boyu beynime kazındığı, okurken zaman ve mekan kavramını kaybettiklerim...

Her birinden ayrı ayrı tat aldığım, birbirinden değerli tüm eserleri arasında "Kardeşimin Hikayesi"ni herhangi bir gruba dahil edemiyorum... Ilk 100 sayfa kadar hep alışmış olduğumuz, tüm diyeceklerini aynı sakinlik ve dinginlikle aktaran roman yarısından sonra bambaşka bir hal alıyor. Bir saniye bırakmaksızın, şaşkınlıkla, ilgiyle, merakla okurken bir anda sonunda buluyorsunuz kendinizi... 

Bu roman, bana kalırsa Zülfü Livaneli'nin en başarılı kurgusundan oluşuyor...Ahmet'in yaşam tarzının bir parçası, Mehmet'in yaşadığı trajedinin en büyük tanığı olup çıkıyorsunuz. "Yok artık!" , "Nasıl ya?!" tepkileriyle bitirip, bir an önce biriyle paylaşma ihtiyacı duyacağınız bu mükemmel kurgu içerisinde kaybolmanız için konuya, Mehmet'in hikayesine dair tek kelime etmeden bitiriyorum yazımı.

"Duyguları olmazsa bir insan ne yapar" sorusunun ortaya çıkardığı kıvılcımla bu fikri ve eseri ortaya koyan Livaneli'ye bir kez daha teşekkürler... 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder