7 Nisan 2013 Pazar

Beyoğlu'nda Gezersin

İlk kez okudum Nazlı Eray'ı... Bu türü temsil eden bir başka türk yazarımız var mıdır bilmiyorum ancak artık benim için "Nazlı Eray Tarzı" diye bir şey olduğu kesin. Post-modern dönemin özelliklerini almış eser, "fantastik gerçekçi" romanın bence en iyi örneklerinden biri.

Hayalle gerçeğin; şimdiyle eskinin, zaman ve yer kavramının birbirine girdiği romanda, Nakşibendi Şeyhi Küçük Hüseyin Efendi, 1950'lerde güzeller güzeli Madam Tamara, Mazi Kalbimde Bir Yaradır programının yapımcısı Ulvi, ilk hava şehitlerimizden Fethi Bey, elinde geçmişteki bir kadının hatıra defteri ile Beyoğlunda dolaşan çılgın âşık Bozacı Naki, psikolojik problemlerin konuşulduğu, hastaların telefonla bağlanıp, bilgi aldığı “Deli Saati” adlı programı sunan ünlü Doktor gibi farklı zaman diliminde yaşamış karakterler yer alıyor.

Yazar ya da romanın baş kahramanı 1950’li yıllarda yaşamış, ve bir otel odasında öldürülmüş olan Beyoğlu’nun en güzel kadınlarından Madam Tamara’nın gizemli ölümünü bir zaman tünelinde, gerçeklikten kopmadan, farklı zamanlarda yaşamış kişilerle birlikte çözmeye çalışıyor.

Okuduğum en ilginç romanlardan biri olan "Beyoğlu'nda Gezersin" zaman zaman şaşırtıcı, zaman zaman ürpertici ayrıntılarla dolu... Öyle ki, kitap bittiktan sonra Beyoğlu'na, romanda Madam Tamara'nın sıkça gittiği Markiz pastanesine gittiğimde, önceside defalarca gitmiş olmama rağmen ilk kez gitmişim hissine kapıldım, tam anlamıyla tüylerim diken diken oldu. Okuyucuya bu hissi verebilen tüm yazarların kalemine sağlık;)




2 yorum:

  1. Bugün D&R da elime aldım aldım bıraktım. :)) Sizin bu yorumunuzdan sonra ilk gittiğimde alacağım. Teşekkürler paylaşım için.

    YanıtlaSil
  2. Alın alın;) baya farklı ama garip bi şekilde çok saran bi roman;)

    YanıtlaSil