16 Mart 2013 Cumartesi

11 yıl aradan sonra "Gönül Meselesi"

11 yıl önce "Git Kendini Çok Sevdirmeden" romanıyla tanımış ve çok sevmiştim Tuna Kiremitçi'yi. Çocukluğumun ve üniversite yıllarımın geçtiği Eskişehir'i satır satır anlatan nadir yazarlardan biriydi. Kitap biter bitmez bir heves yazarına mail attım, teşekkür ettim Eskişehir'i insanlara anlattığı için... Aynı gün içinde döndü mailime, çok samimi şekilde Eskişehirle olan bağından söz etmiş, yorumlarıma kendi yorumlarını eklemiş. Büyük hevesle, yazdığı tüm romanları takip etsem de ilk romanının verdiği hissi diğerlerinde bulamadım.

Tuna Kiremitçi'nin son kitabı, "Gönül Meselesi", "Git Kendini Çok Sevdirmeden"in devamı niteliğinde, aynı karakterlerin etrafında dönüyor... Çocuğunu yitirdikten sonra Eskişehir’e, artık sadece annesinin yaşadığı, genç kızlık evine dönen Arda, çocukluk aşkı Ertuğrul’un yeniden ortaya çıkıp kızı Dünya’yı kendisine emanet edişiyle acısıyla mücadele etmenin bir yolunu bulabilmiş, bir süredir İstanbuldaki evlerinde yalnız bıraktığı eşi Ali'nin yanına döner. Ancak Ali bıraktığı kişiden oldukça farklıdır, yaşadıklarının üstesinden dine sığınarak gelebilmiştir. Arda'yı şaşırtan, bu değişimden çok, Alinin hayatındaki diğer kişidir, Gönül...

Romanlarında tesettürlü kişilere yer vermediği konusunda eleştiri alıyor olmasından dolayı Gönül'e yer verdiğini söyleyen Tuna Kiremitçi, tesettürlü bir genç kızın bakış açısını da okuyucusuna sunuyor. Ancak ilk kitabın devamı niteliğinde olan bu kitapta bu tarz bir bakış açısı gerekli miydi, emin değilim... Her zaman olduğu gibi, ayrıntılara boğulmamış; sade ve akıcı bir dil kullanılmış "Gönül Meselesi"nde... Ne var ki "devam" niteliği taşıyan bir kitabın ilkinden 11 yıl sonra yayılanmış olması hafızaları oldukça yormaya neden oluyor...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder